Bugün ebeveynlerim benim için evimize yakın bir muhitte bulunan kreşle görüştüler. İki ay boyunca yaz okulu, Eylül ayından itibaren de kreş eğitimi varmış. Ama benim yaşım henüz iki olmadığı için yaşımı dolduruncaya kadar beklemek zorundalarmış. Gözüm takvime ilişti de pek de bir şey kalmamış.
Birkaç hafta önce en son gittiğimiz doktor amca artık sosyalleşmem ve kişisel gelişimim için kreşe gönderilebileceğimi söylemişti. Bizimkiler de hem bu konuşmayı referans aldıkları hem de kendilerinin artık bana yetemediklerini anladıkları için bugün kreşte ön görüşme yaptılar. Haklılar da. Çünkü ben oyun oynamak için artık yaşıtlarımı istiyorum. Dışarıda her çocuk gördüğümde benimle oynasınlar diye gidip gidip sarılıyorum. Ama onlar benden bu davranışım nedeniyle korkup geri çekiliyorlar. Sanki yicez!
Ancak aile sevgisinden de mahrum kalmamam için beni yarım gün göndereceklermiş. N’apiyim, saygı duydum. Ama eğer oraları çok seversem, beni almaya geldiklerinde “gelmiycem ben gelmiyceem” diye zırlayacak olursam tam güne de çıkarabilirlermiş. Zaten hangi kreşin önünden geçsem kapılarını aşındırıyordum içeri gireceğim diye. Bugün de onlar görüşüyorlarken her tarafı meraklı gözlerle keşfedip bir güzel oyun oynadım. Ne yaptım? Mesela önüme gelen dolap kapaklarını açtım açtım kapattım. Kapaklara karşı zaafım var. Görünce dayanamıyorum zira. Sonra bir sürü değişik, renkli mi renkli oyuncak vardı. Sanırım her birini en az bir kere elime alıp, şöyle bir inceledikten sonra bıraktım.
Böyleyken böyle işte. Yeni bir yaşam tarzını tatmak üzereyim. Girmek için de sabırsızlanıyorum. Çünkü bir sürü arkadaşım olacak. Bir an önce şu iki yaşımı tamamlasam da başlasam. Neyse bir başlayım, orayla ilgili de iki kelam ederiz 😉
1 Yorum